• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Sinop Kalesi



Sinop Kalesi

 42° 1' 27¨ N , 35° 9' 4¨ E

Sinop Kalesi, Sinop kentinin bulunduğu yarımada üzerinde kurulu kaledir. Kale, MÖ 7. yüzyılda da kenti korumak amacıyla kuruldu. Roma, Bizans ve Anadolu Selçukluları döneminde birkaç kez onarıldı. Günümüzde hâlâ özelliğini koruyan kalenin duvarları 2.050 metre uzunluğu, 25 metre yüksekliği, 3 metre genişliğindedir. İki ana giriş kapısı vardır. Kale duvarı şehri çevrelemektedir. Bu kale şehrin tarihi eserleri arasında öne gelenler arasındadır.



Sinop’un, Yalı ve Kefevi Mahallerini kuşatan, İç ve Dış limanları arasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Bazı kaynaklar kalenin yapımını Hititlere kadar indiriyorsa da bu durum kesinlik kazanamamıştır. MÖ 72 yılında da Pontus Kralı IV. Mithridates Sinop’ta mabet, tiyatro, gimnasium ve saray yaptırmış, şehrin çevresini de surlarla çevirmiştir. Bunları izleyen dönemlerde kale Selçuklular (1215-1218), İsfendiyaroğulları (1434) ve Osmanlılar tarafından da 1451’de onarılmış ve eklerle genişletilmiştir. Bu döneme ait h.612 (1215), h.615 (1218),h.838 (1434) ve h.855 (1451) tarihli onarım kitabeleri kalede bulunmaktadır. Bu kitabelerde surları yaptıran kumandanların isimleri yazılıdır. Selçuklular limanı kontrol amacıyla kaleye bir iç kale eklemişler, burç ve kulelerle de daha güçlendirmişlerdir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde kaleye giriş kapıları olarak Kumkapı, Tersanekapı, Yenicekapı, Tabakhane Kapısı, Lonca Kapısı ve Deniz Kapısı isimlerinden bahseder. Günümüzde bu kapılardan sadece Kumkapı ve Lonca Kapısı ayakta kalmıştır.Moloz taş, kesme taş ve tuğla taşlarla harç güçlendirilmiş ve sur duvarları ile iç kale yapılmıştır. Kalenin burçlarını Selçuklu Sultanı I.İzzettin Keykavus 1215-1218 yıllarında yaptırmıştır.

Sinop’un güneyinde, iç limana bakan kale deniz kıyısında birbiri içerisine geçmiş olarak iki bölümden meydana gelmiştir. Kaynaklardan kalenin dört kapısı olduğu öğrenilmektedir. Ancak Evliya Çelebi bu kapıların isimlerini belirtmiş ve onlara iki kapı daha eklemiştir. Bunlar Kum Kapısı, Meydan Kapısı, Tersane kapısı, Yeniçeri Kapısı, Dabağhane Kapısı ve Lonca Kapısıdır. Ayrıca Dış kalede bir de Deniz kapısı bulunuyordu. Bu kapıların her biri ikişer kanatlı demir kapılardır.Sinop Kalesinin bugünkü durumuna göre, dış kalenin uzunluğu kuzeyde 800 m, doğuda 500 m güneyde 400 m batıda 270 m'dir. Sur duvarlarının kalınlığı 3 m'yi bulmaktadır. Güneydeki iç kale ise 9.500 m²'lik bir alana yayılmıştır. Kuzeydeki iç kale ise 16875 m²'dir.Kuzey surları denizin etkisiyle çok yıpranmış olup, bu surları dalgaların etkisinden korumak amacıyla; Kumkapı burcu civarından başlayıp Pazaryeri istikametine doğru uzanan bir mendirek inşa edilmiştir.


SİNOP KALESİ CEZAEVİ (SİNOP HAPİSHANESİ)

Mimari Özellikleri

Hapishane iki katlı, U planlı, kesme taştan, kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde dışa taşkın, doğu ve batı cephelerinde orta kısmı sınırlayan çıkıntıları ile gayet asimetrik ve tüm cepheleri sık yerleştirilmiş pencerelere sahip bir yapıdır. Hücrelerin yer aldığı güneydeki bodrum katı dışında zemin + 1 kat olarak koridorlara açılan koğuş sistemine göre düzenlenmiştir. İnşaatta kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Bol pencereli büyük koğuşlu olarak yapılmıştır. Doğu cephesinde avluya açılan yapı 28 adet kovuşa sahiptir.

Cezaevinin, duvarla ikiye ayrılan İç Kale'nin kuzeyindeki bölmede, 1939 yılında 2 katlı ve 9 koğuşlu, ikinci bir taş bina yapılmıştır. Çocuk Cezaevi olarak kullanılan bu binanın mimarisi, eskisine uygundur. Bu yapının da kuzeyinde müşahede (gözlem) hücrelerinin yer aldığı 2 katlı bir yapı mevcuttur. Her üç yapı mimari bakımdan bir bütünlük arz etmektedir. Umumi cezaevinin doğu cephesinde cezaevi ile aynı tarihlerde inşa edilen küçük bir de hamam yer almaktadır.

Hapishane Olarak Kullanımı

Tarihi kayıtlarda Sinop Kalesi içinde bulunan ve 1214`te Selçuklu Sultanı I.İzzettin Keykavus tarafından tersane olarak yaptırılan İç Kale’nin, 16. Yüzyıl’dan (1568`den) itibaren zaman zaman zindan olarak kullanıldığına dair bilgiler vardır. Nitekim Sinop’u 1640 yılında ziyaret eden Evliya Çelebi kale içindeki cezaevi ile ilgili olarak izlenimlerini şöyle anlatmıştır: "Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkûmları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar”.18.Yüzyıl’a gelindiğinde Sinop’ta sadece kale değil, Sinop şehrinin kendisi de kalebentliğe mahkûm edilenlerin en önemli sürgün yerlerinden biri olmuş, bir diğer ifade ile şehrin bizzat kendisi cezaevi görevi üstlenmiştir.Osmanlı Devleti'nde Tanzimat dönemine kadar hapishane veya cezaevi karşılığı olarak daha çok “zindan” terimi kullanılmıştır. Zindan olarak kullanılan yerler çoğunlukla kalelerin karanlık, havasız ve nemli kuleleri idi. İstanbul’daki Yedikule zindanları örneğinde görüldüğü gibi, Osmanlı’da kale ve kulelerin hapishane olarak kullanılması eski bir uygulamaydı. Sinop Kalesi’nde bulunan burçlar ve surlar ile kalenin yapım şekli de buranın hapishane-zindan olarak kullanıldığına ilişkin kanıtlar içermektedir. Tarihimizde cezaevleri ile ilgili Avrupa tarzı ilk düzenlemeler Tanzimat’la başlamıştır. II.Abdülhamit döneminde adliye müessesesi daha çağdaş hale getirilmiş, 1879’da “Usul-i Muhakemat-ı Cezaiye Kanunu” çıkartılmış, bu düzenlemelere paralel olarak da zindandan günümüz anlamındaki cezaevlerine doğru bir geçiş yaşanmış, sonraki yıllarda diğer yenilikler birbirini takip etmiştir. Yine bu nizamnameye göre vilayet ve kazalarda hapishaneler kurulacak, bunlar içinde kadınlar için ayrı koğuşlar bulunacaktı. Getirilen bir diğer yenilik de, mahkûmlar içeride iş yapabilecek ve yaptıklarını satarak kazanç elde edebileceklerdi.İşte bu nizamname ile ilk kez 1831'de İstanbul’da Sultanahmet'te Hapishane-i Umumi (Genel Cezaevi) kurulmuş, Sinop Hapishanesi de Osmanlı İmparatorluğu içinde İstanbul’dan sonra taşrada kurulan ilk hapishanelerden biri olmuştur. Sinop’ta İç Kale’nin resmen hapishane olarak tahsis edilmesi 1887 yılında gerçekleşmiştir. O dönem Sinop Mutasarrıfı olan Veysel Paşa İç Kale’yi cezaevine dönüştürmüş, buraya yeni binalarla birlikte bir de hamam inşa ettirmiştir. Daha sonra 1939 yılında İç Kale’nin kuzey kesimine Çocuk hapishanesi olarak kullanılmak üzere bir bina daha ilave edilmiştir.Osmanlı’da Tanzimat’tan itibaren Avrupa’nın da baskısıyla zindandan cezaevine geçiş süreci Sinop’ta da yaşanmış, burada da zaman içinde çeşitli iyileştirmeler yapılmıştır.Tarihi cezaevi 1979’da mahkûmların isyanı sonucu bir yangın geçirmiştir. Nihayet 1996 yılında “Sinop E-Tipi Kapalı Cezaevi”nin yapılmasıyla, Tarihi Sinop Kalesi Cezaevi 06 Aralık 1997 tarihinde boşaltılmış, bu eski cezaevindeki hükümlü ve tutuklular yeni cezaevine taşınarak eski bina kültürel amaçlı değerlendirilmek üzere 02 Ağustos 1999 tarihinde Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir.  

Yarış Kuralları