• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Alanya Kalesi- Antalya



Antalya

Alanya Kalesi

Denizden ve karadan zor ulaşabilirliği nedeniyle tarih boyunca bir yerleşim alanı olan Alanya Kalesi, Anadolu'yu süsleyen yüzlerce kaleden günümüze kadar ayakta kalabilen en iyi korunmuş kalelerden biridir.





Romalı korsan Tryhos'un savaşçıları tarafından MÖ 2. yüzyılda Korakesion adıyla kuruldu. Doğu Akdeniz'deki korsan faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, kaleyi MÖ 64-65 yıllarında ele geçirdiler. Kale ve etrafındaki yerleşim, 1220-1221 yıllarında I. Alaeddin Keykubad tarafından Selçuklu ülkesine katıldı Sonra sırasıyla Karamanoğulları, Memlükler idaresine geçmiş, son olarak da Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilmiştir.

Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen İçkale bulunmaktadır. Sultan Alaeddin Keykubad sarayını burada yaptırmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Taşıt trafiğine açıktır. Yürüyerek ise yaklaşık 1 saatte çıkılabilir.

6,5 km. yi bulan sur uzunluğu, 140'ı bulan burçları, içindeki 400'e yakın sarnıcı, yazıtlı kapılarıyla Selçuklu sanatını en iyi yansıtan bir açık hava müzesi görünümündeki kalenin ilk iskân tarihi Hellenistik Dönem'e kadar inse de yapı bugünkü ihtişamına asıl olarak Selçuklular zamanında kavuşmuş.





İçkalenin orta kısmında yer alan tuğladan yapılmış iki adet Selçuklu Dönemi su sarnıcı bugün de işlevini sürdürüyor. Yapı içindeki başlıca yapılar, batı hariç diğer cephelerde kale duvarlarının içine dayandırılarak inşa edilmişler. Kalenin ortasında, yonca yaprağı planlı küçük Bizans kilisesinin günümüze kadar ayakta kalması, Selçuklu'nun farklı dinlere ve bu dinlerin yapılarına duyduğu saygının güzel bir örneğini oluşturuyor.

Yapıya Alaeddin Keykubat döneminde eklenen ve Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden biri olan sekizgen planlı Kızılkule günümüzde Alanya'nın simgesi haline gelmiş durumda. Kalenin yapımı sırasında Antikçağ'a ait devşirme malzemeden yararlanılmış. Her yüzdeki mazgallar, gözetleme pencereleri, düşmana zift ve kaynar su dökmeye yarayan önleri peçeli delikler hâlâ görülebiliyor. Kale kompleksi içindeki tersane de Selçukluların denizle ilk buluşmasını simgelemesi açısından önemlidir. Giriş kapısında, sultanın armasını taşıyan ve rozetlerle süslü olan yazıtta, bu tersanenin Selçukluların Sinop'tan sonra ikinci deniz üssü olması nedeniyle Alaaddin Keykubat'a verilen "İki Denizin Sultanı" unvanı yer alıyor.

Yarış Kuralları